8 Temmuz 2013 Pazartesi

tales from else where

-->
TALES FROM ELSE WHERE

Aptal gibi gökyüzüne bakıp dururdum, sanki bir yerlere gidebilecekmişim gibi. Çevremi saran çelik telleri ne zaman fark etmiştim? Bunu fark ettiğim an, dünya zaten çoktan başkalarınındı. Her gün paylaştığım, diğerleriyle paylaştığım alan biraz daha daralıyor. Buradan başka yerlere gitmek... henüz bebekken bile bu hakka sahip olmadığımı biliyordum. Demek hayatımı bu kahrolası kafeste harcayacağım…
air gear*

Defterin; eskize dayalı gibi gözüken, art arda gelerek paket anlatı oluştuşturacak şekilde düzenlenmiş rutin bir pratikten ziyade, fenomenal alanı  deşifre eden, kurcalanmak isteyen imgelerle yüklü olduğunu görüyoruz. Bu imgelerin her biri, anlık reflexlerden oluşan bir günlüğe dönerken, eskiz-soylu bakışı kırılmaya zorlayan, belleğin eylemini görünür kılan mütevazı bir aktarım yolu izliyor.


“Tales From Else Where” (başka bir yerden hikayeler) not alma eylemini vurgular nitelikte, günlük gerçekliklerin kazıldığı, kurcalandığı, derinlerine inildiği bir bakış sunar. Her bir görüntü, günlük yaşamdan doğan her bir anlatının temsili olarak, bellek içinde derinleşen ve ilerledikçe konturların bulanıklaştığı(fantastik ve gerçeklik) bir konumda yer alıyor. Adından da anlaşılabileceği gibi “başka bir yerden hikayeler” gerçeklik ve fantastik arasındaki sınırı, çizginin kendi gerçekliğini kullanarak deneyimler.

Gizem Akkoyunoğlu, 2013