TALES
FROM ELSE WHERE
Aptal gibi gökyüzüne bakıp
dururdum, sanki bir yerlere gidebilecekmişim gibi. Çevremi saran çelik telleri
ne zaman fark etmiştim? Bunu fark ettiğim an, dünya zaten çoktan
başkalarınındı. Her gün paylaştığım, diğerleriyle paylaştığım alan biraz daha
daralıyor. Buradan başka yerlere gitmek... henüz bebekken bile bu hakka sahip
olmadığımı biliyordum. Demek hayatımı bu kahrolası kafeste harcayacağım…
air gear*
Defterin;
eskize dayalı gibi gözüken, art arda gelerek paket anlatı oluştuşturacak
şekilde düzenlenmiş rutin bir pratikten ziyade, fenomenal alanı deşifre eden, kurcalanmak isteyen imgelerle
yüklü olduğunu görüyoruz. Bu imgelerin her biri, anlık reflexlerden oluşan bir günlüğe dönerken, eskiz-soylu
bakışı kırılmaya zorlayan, belleğin eylemini görünür kılan mütevazı bir aktarım
yolu izliyor.
“Tales
From Else Where” (başka bir yerden hikayeler) not
alma eylemini vurgular nitelikte, günlük gerçekliklerin kazıldığı,
kurcalandığı, derinlerine inildiği bir bakış sunar. Her bir görüntü, günlük
yaşamdan doğan her bir anlatının temsili olarak, bellek içinde derinleşen ve
ilerledikçe konturların bulanıklaştığı(fantastik ve gerçeklik) bir konumda yer
alıyor. Adından da anlaşılabileceği gibi “başka bir yerden hikayeler” gerçeklik
ve fantastik arasındaki sınırı, çizginin kendi gerçekliğini kullanarak deneyimler.
Gizem Akkoyunoğlu, 2013